Küçük Kızımın Fotoğrafı ile Hasbihal

Şubat soğuğuydu...
Düşmemişken daha cemre, 
Gökten kayan YILDIZ gibi
Çıkageldin uyup emre. 

"Mini mini bir kuştun, 
Kalbimize konmuştun."

Gülüşün bahar güneşi, 
Her zaman güldürsün Allah. 
Gamzelerin kuş yuvası, 
Yuva yıkan olmaz iflah... 

Duruşun dik, bakışın manâlı,
Öfkeni bakışında aramalı, 
Simân peri gibidir edâlı, 
Perilerin güzeldir masalı...

Güvercin yüreklim, 
Bakışların manâlı ve derin,
Gülümse, dağılsın kederin. 

Saçından bir tutam, "Vav" misali...
Düşmüş yüzüne, tevazu timsali... 
Var mı dünyada, nerede emsali?.. 

Ah! Küçük kızım, 
Halinle ne çok şey anlatmaktasın.
Zalime, şarlatana, dilsiz şeytana...
Susarak haykırmaktasın! 

Omuzları zayıf, yüreği yufka kızım, 
Bil ki -biliyorsun belki de-
Rabbim yüklemez kimseye kaldıramayacağı yükü. 

Küçük kızım, 
Az kaldı, az daha sabır doku, 
Bildiğin duaları oku, vallah... 
Zalimin zehirli okundan
Daha tesirlidir bu silah!.. 

Zalimin zulmü bumerang gibidir, 
Döner vurur, zalimi yakar. 
Akarsuya set çekilmez, 
Bulur yatağını, akar...

Ve bil ki kızım, nasıl ki
"Bin bahar görse de taş yeşermez." 
Öyle de "köpeklerin dudakları değdi diye deniz kirlenmez."

Bil ki -biliyorsun belki kızım-
"Ne Alnımızda bir ayıp... 
Ne koltuk altında saklı haçımız var"dı... 
Bir derdimiz vardı, dertsizler bunu 
Bağışlanmaz, korkunç suçumuz saydı! 

Duysun insanlığa hizmetin düşmanları, 
Cezamız neyse -velev ki asalar-
Bilsin karanlıktan beslenen Yarasa'lar:
Suçumuz derdimizse, "derdimizi seviyoruz."
                       (Ekim 2020, Keskin)

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir